Otobüsle Avrupa Turu programlarımızda bir gece konaklama yaptığımız ve bir gün boyunca keşfetme fırsatımız olan Amsterdam şehri için Amsterdam Gezi Rehberi yazımızda Amsterdam’da gezilecek yerler, yeme içme kültürü ve gece hayatından bahsedeceğiz.
Amsterdam’da Gezi Ulaşımı
Başkent 160 dan fazla kanalı ve 1250 köprüsü ile tam bir kanal şehridir. Farklı kanallarda bot gezilerine katılabilir, bot evleri seyredebilir ve yol boyunca size eşlik edecek dikkat çekici mimariye sahip yapıları gözlemleyebilirsiniz. Kanallarda bot yerine kanal bisikleti ile de gezebilirsiniz.
Amsterdam’da gezmenin en iyi yolu bisiklettir. Trafiğe çıkanların yarısının bisiklet kullananlar olduğu göz önüne alınırsa bu başkentte seyahatinizde bisiklet kullanarak çok rahat edeceğiniz açıktır. Şehirde yaklaşık 1 milyon bisiklet vardır ve bu, kişi başına 1 den fazla bisiklet düştüğü anlamına gelir. Amsterdam’ın her yerinde bisiklet kiralayacağınız noktalar vardır. Bazı şirketler diğer herkesin kullandığı gibi bisikletler kiralarken, bazıları kendi logoları ile bezenmiş bisikletleri kiralamaktadır. Tavsiyemiz, logosu olmayan sıradan eski bisikletlerin kiralanmasıdır çünkü her yıl 100 bin bisiklet çalınmaktadır. İşte bu sebeple dünyanın en bisikletsever şehrinde bütün bisikletler eski püsküdür. Eğer bisiklete uzak duruyorsanız şehrin her köşesine ulaşan tramvaylar tam size göredir.
Amsterdam’da Gezilecek Yerler
180 farklı ülkeden insan yaşayan Amsterdam, 12.yy’a dayanan tarihi ile bir ticaret şehri olarak kurulmuştur. 400 köprü ile bağlanan 90 adadan oluşmaktadır ve yaşayan nüfustan fazla bisiklet barındıran bir şehirdir. Çok çeşitli kültür barındırdığından farklı yaşam biçimlerinin, dinlerin ve inançların şehirde yer bulmasına olanak sağlamaktadır.
Bir çok kişi Amsterdam’ı sadece Leidseplein Meydanı etrafındaki yerler ve Kırmızı Fener Sokağı (Red Light ) gibi turistik yerleri görmek için ziyaret eder. Ancak bu şehirde görülecek bir çok başka nokta vardır. Otobüsle Avrupa Turu programlarımızda yer alan ve en sevdiğimiz rotalardan biri olan özgürlükler şehri Amsterdam hakkında bilinmesi ve görülmesi gereken yerlerden bahsedeceğiz. Jordaan, Anna Frank evinin hemen yanındaki mahalledir ve çekici sokaklar, kafeler, butikler ve sanat galerileri ile doludur.
Kırmızı Fener Sokağının yanında Amsterdam’ın Çin Mahallesi sayılan Nieumarkt bulunmaktadır. Amsterdam’ın en iyi Çin restoranları burada bulunur. Batı yakasında turistlerin pek de bilmediği küçük bölgede (De Negen Straatjes= Dokuz Mahallesi) bir çok ilginç ürün satan küçük dükkanlar, tasarımcı butikleri, mücevher dükkanları, ikinci el mağazalar, kafe ve restoranlar bulunmaktadır. Amsterdam’ın en büyük ve en meşhur parkı Vondelpark‘tır. 1865 yılından bu yana kapıları açık olan park, ilk zamanlarda Nieue Park olarak anılmaktaydı. Daha sonra ünlü Hollandalı şair Jost van der Vondel’in heykelinin parka dikilmesinden sonra yeni ismini almıştır. Şehrin hay huyundan uzaklaşmak isterseniz burası sizin için biçilmiş kaftandır.
Amsterdam’da 2 tane önemli alışveriş caddesi vardır. Leidestraat ve Kaizerstraat. Bu caddelerin yanı sıra alışveriş merkezleri de bulunmaktadır. Magna Plaza ve De Bijenkorf şehrin önde gelen alışveriş merkezleridir. Daha uygun fiyatlı yerler arayanlar için en iyi yer Albert Cuyp Pazarı civarıdır. Bu pazardaki yüzlerce tezgahta yiyecek, giysi ve bir çok şey satılmaktadır. Amsterdam’da bazı şeyler ise bedavadır. Örneğin Dam Meydanı‘nda saat 11 ve öğleden sonra 3’te başlayan bedava yürüyüş turları düzenlenmektedir.
Dam Meydanı
Amsterdam‘ da görülmesi gereken en önemli yerlerden biri de Dam Meydanı. Sokak sanatçılarının ortak noktası olan bu meydanda çeşitli kutlamalar, gösteriler, mitingler vb. organizasyonlar da düzenlenmektedir. Yılın bazı zamanlarında lunapark bile kurulur. Meydanda birçok cafe, mağaza ve restoran bulabilirsiniz. Meydanda uzun beyaz bir sütun ve üzerinde heykeller olan Ulusal Anıt gözünüze çarpacak. II. Dünya Savaşı kurbanları anısında dikilmiş bu anıt adeta bir buluşma noktasıdır.
Kraliyet Sarayı
Büyük Avrupa Turu programlarımızda, Amsterdam‘ın merkezinde hoşça vakit geçirdiğimiz ve birbirinden güzel kadrajların yakalandığı Dam Meydanı’nda yer alan Amsterdam Kraliyet Sarayı, şehrin en önemli tarihi yapılarından birisidir. Belediye binası olarak inşa edilen saray, halen Hollanda Kraliyet Ailesi tarafından resmi törenlerde kullanılmaktadır.
Temelinde toplam 13.600 adet kazığın yer aldığı yapı, 1808 yılında Kral Louis Bonaparte tarafından kraliyet sarayına dönüştürülmüştür. Kraliyet ailesi günümüzde farklı bir yerde ikamet etse de saray günümüzde halen çeşitli törenlerde kullanılmaktadır. Kraliyet Sarayı içerisinde yer alan koltuklar, avizeler ve saatler de dahil olmak üzere mobilyaların birçoğu, Louis Napolyon’un 1808 yılında burayı kendi sarayı ilan ettiği yıldan kalmadır.
Red Light District – Coffee Shop
Dam Meydanı’nın hemen arkasında, kırmızı fenerli evler ve şehirde ilk açılan coffe shop’lar sizi karşılayacak. Burada iç çamaşırlarıyla karşınıza çıkacak kadınlar, hayatlarını bedenlerini kiralayarak kazanıyor. Coffee shoplar ise şehrin özgürlüğünün kanıtı adeta.
Eğer kahve içmek istiyorsanız, her yerde görebileceğiniz kahve dükkanlarına (coffe-shop) gitmeyin. Pencerelerinde bitkiler ve kapısında kırmızı-sarı-yeşil Rastafaryan bayrak olan bu kafeler kahve satmamaktadır. Bunlar yasal olarak marihuana ve haşhaş satılan yerlerdir. Amsterdam hakkında bilinmeyenler.
Müzeler
Rijksmuseum Hollanda’nın en büyük müzesidir ve Rembrandt gibi bir ustanın çok sayıda eserine ev sahipliği yapmaktadır. Van Gogh müzesi ise, ismine layık olacak şekilde ressamın çok önemli eserlerinin sergilendiği bir müzedir. Anna Frank’ın evi savaş sırasında nazilerden saklanan küçük kızın hatıralarını ziyaretçilerle buluşturmaktadır. Hermitage Amsterdam ise 2009 da açılışı yapılmış olan, Rus sanatı odaklı yeni müzelerden biridir.
Rijksmuseum
Ülkenin en büyük sanat ve tarih müzesi olan Rijksmuseum aynı zamanda en çok ziyaret edilen müzelerden. Görkemli bir mimariye sahip olan müze 1800 yılında kurulmuş yani resmen tarih kokuyor. Amsterdam’daki en görülesi müzelerden biri olduğunu söylemek de yanlış olmaz. İçerisinde birbirinden farklı ve çok sayıda sanatçının eseri bulunduğundan geniş bir yelpazeye sahip.
Van Gogh Müzesi
37 yaşında intiharı sonucu hayatını kaybeden Vincent Van Gogh’un 37 seneye sığdırdığı yüzlerce eseri, mektupları, hayatına ve hayatındaki insanlara dair bilgiler içeren bir müze. 1973 yılında açılmış ve içerisinde Vincent Van Gogh’un tablolarından esinlenilmiş kartpostallar, yağlı boya çalışmaları ve hediyelik eşyalar satılıyor. Kartpostallar 1-2 € arasında değişiyor.
Stedelijk Müzesi
Konser Binası’ndan sonra yapılmış olsa da epey eski bir diğer bina da Stedelijk Müzesi’nin binası, 1895 yılında yapılmış. Aslına bakarsanız bina hala yerinde olsa da 2012 yılında yapılan restorasyonla hem sağlamlaştırılmış hem de tarihsel değerini yerle bir eden ek bir parça yapılmış yanına. Binanın tarih kokan ahşaplığının bitişiğine oldukça tezat olan ultra modern bir bina eklenmiş.
Stedelijk, içerisinde tasarım ve modern sanata dair eserler ve sanatçılardan izler bulunduran bir müze. Amsterdam halkının da oldukça çirkin bulduğu, müzenin eski binasının yanındaki “küvet” benzeri ekleme görenleri hayal kırıklığına uğratabilir. Bunların dışında, Madame Tussauds, Hause of Bols, Rembrandt House, Anne Frank House, Lale Müzesi, Peynir Müzesi, Haşhaş Marihuana Müzesi, Houseboat Museum gibi müzeler keşfedilmeyi bekleyen diğer müzelerdir.
Çiçek Pazarı
Amsterdam’ın hemen her yeri hareketli ve eğlenceli ancak gerçekten cıvıl cıvıl bir yer görmek isterseniz bu adres Amsterdam Çiçek Pazarı olmalı. Ünü dünyaya yayılmış ve hatta “dünyanın suda yüzen tek çiçek pazarı” olarak bilinen Amsterdam Çiçek Pazarı, aslında küçük de bir pazar. Toplamda 15–20 arası tezgah, dükkan var ve pazar kısa bir sokakta kurulmuş durumda. Haliyle her tezgahta durup bir şeylere baksanız bile en fazla 1–2 saatinizi alır.
Eski Kilise
Eski Kilise, Amsterdam’daki en eski ve en büyük kilisedir. Kırmızı Fener Mahallesi’nde yer alan şehrin bu ünlü dini yapısının geçmişi, kum bariyerindeki mezarlığa ahşap kilisenin yapıldığı 13. yüzyıla kadar uzanır. Günümüzdeki gotik yapı ise 14. yüzyıldan kalmadır ve tek nefli kilisenin bazilikaya dönüştürülmesi ile oluşturulmuştur. Orta Çağ ile Rönesans arasına damgasını vurmuş çeşitli mimari tarzların muhteşem bir karışımının sergilendiği kilisenin iç mekânında yer alan Katolik hazineler 1566 yılında çalınmış olsa Oude Kerk, yine de zarif vitrayları, tavan resimleri ve ünlü orguyla şehrin en dikkat çekici kilisesidir.
Yeni Kilise
Yeni Kilise, Amsterdam şehrin merkezindeki Dam Meydanı’nda yer alan, Amsterdam’ın ikinci cemaat kilisesidir. Oude Kerk cemaatinin sayıca artmasının ardından 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Meryem Ana ve Azize Caterina’ya adanan kilise Oude Kerk’ten ayrılması için Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) adını almıştır. Tarih boyunca birçok kez yangın çıkan kilisede birçok kez tadilat geçirilmiştir. Kilisenin yanındaki Koninklijk Paleis’in Kraliyet Sarayı’na dönüştürülmesinin ardından 1814 yılından bu yana tüm Hollanda hükümdarlarının taç giyme törenleri burada düzenlenmiş olup yapı, günümüzde çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaktadır.
Rembrandt Evi
17. yüzyılda yaşayan Rembrandt, dönemin en önemli ressamlarından birisi olarak kabul edilirken, hala Sanat Tarihi derslerine konu olmakta ve eserleri ile büyük bir ilgi görmektedir. 1900’lü yıllara kadar Rembrandt Evi Müzesi oluşturulmadığı için yapılan çalışmalar son yüzyıllarda gerçekleşmiştir. Müzenin Rembrandt Evi Müzesi olarak adlandırılmasının en önemli sebebi ise bu evin, Rembrandt’ın kendi evi olmasıdır. Bu bakımdan müze için ressamın yaşadığı ev uygun görülmüş ve burasının hükümet desteği ile müze haline çevrilmesi ile birlikte Rembrandt Evi Müzesi yaşamaya başlamıştır.
Müzede ressamın yaşamına dair her türlü detay yer almaktadır. Öyle ki tablolarında kullandığı boya fırçalarından karalamalarına kadar her şey itinalı bir şekilde korunmuş ve müzede yerini almıştır. Aynı zamanda müze, Hollanda’daki 1600’lü yılların yaşam tarzının da yansıtılması açısından önemlidir.
Anne Frank Evi
Amsterdam‘da Prinsengracht Kanalı‘nda bulunan Anne Frank’in Evi, 2. Dünya savaşını tuttuğu günlüklerde anlatan bir Yahudi kıza adanmış. 1635 yılında yapılan müze binası, eski bir tüccara aitmiş. 1942’de Nazilerden kaçan Yahudilerden olan Frank ve Van Pels aileleri, 25 ay boyunca bu binadaki gizli bir dairede saklanmışlar. Anne Frank da, 1942 ile 1944 yılları arasında burada saklandığı süre boyunca yaşadıklarını günlüğüne kaydetmiş.
Frank ve Van Pels aileleri, bir kitaplığın arkasındaki 200 m2’lik gizli bir odada Nazilerden saklanmayı başarmışlarsa da yakalanarak Belsen veya Auschwitz’e gönderilmişler. Anne’nin babası Otto Frank hariç hepsi bu toplama kamplarda hayatlarını kaybetmiş. Evin müştemilatında bulunan günlük Auschwitz’den dönüşünde Anne Frank’in babasına iade edilmiş. Kitaplaştırılan günlükler 1947’deki ilk basımının ardından dünya çapında milyonlarca insan tarafından okunmuş ve ilgi görmüş.
Amsterdam’da Ne Yenir ?
Şehrin coğrafi konumunun etkisi ve hareketli yaşamıyla kendine has bir yemek kültürü oluşmuş. Yıllar içerisinde buraya yerleşen farklı toplulukların da katkısıyla gelişmiştir. Amsterdam’da hazırlanması zahmetli yiyeceklerden daha çok pratik ve atıştırmalık yiyecekler tercih ediliyor. Ancak etnik çeşitlilik fazla olduğundan her türlü damak zevkine uygun yiyecek bulunabilmekte. Şehre yerleşen her göçmen grubu beraberinde kendi yiyecek kültürünü de Amsterdam’a taşımış.
Çoğu başkent gibi Hollanda başkenti de sayısız restorana sahiptir. Yunan mutfağından Tayland mutfağına kadar uzanan yelpaze, gurmelere bir cennet vaat etmektedir. Eski sömürge Endonezya mutfağı da bu şehirde pek çok restoranla temsil edilir. Sadece Hollanda’da bulabileceğiniz fast food zinciri Febo küçük bölmeleri olan bir makineden ibarettir. Para atarak sıcak ya da soğuk istediğiniz atıştırmalığı alabilirsiniz.
Islak kek çeşitleri, tuzlanmış sığır eti ve salata olarak tüketilen sebze turşularını Yahudi kesimden, Türk ve Arap kesimden dolma, kebap ve güveç çeşitlerinin yanında falafel ve döner gibi sokak lezzetlerini ayrıca etkileşimde oldukları Endonezya, İtalya, İngiltere, Yunanistan ve Japonya gibi ülkelerin de lezzetlerini lezzetlerine katmışlar. Amsterdam Gezi Rehberimizde Amsterdam’da tadabileceğiniz lezzetleri sizler için derledik.
Amsterdam’da neredeyse her sokakta bulunabilecek sokak lezzeti ise külahta patates kızartmasıdır.
Kaas
Sadece Amsterdam değil tüm Hollanda’da tüketilen gıda maddelerinden biri olan peynir. En bilinenleri Edam, Gouda ve Parrano. Amsterdam’da lezzetli Hollanda peynirlerini tatma şansını kaçırmayın.
Bitterballen
Kıyılmış dana veya sığır eti, et suyu, tereyağı, koyulaştırılmış un, maydanoz, tuz ve biber kullanılarak hazırlanan, kızgın yağda pişirilen yuvarlak köfteler.
Kroket
Un, çırpılmış yumurta ve kurutulmuş ekmek tozuna bandırılıp yağda kızartılan, öğütülmüş et, sakatat veya patates içeren, kahvaltıda, yemeklerde ordövr ve ikinci yemek olarak veya kızartılmış etlere, bonfilelere garnitür olarak sunulan kıtır kıtır bir atıştırmalık.
Vlaamse Frites
Patates kızartması. Amsterdam’da en fazla tüketilen atıştırmalıklardan biri. Külah içerisinde çeşitli boylar ile satılan patates kızartmaları üzerine çeşitli soslar dökülerek elde servis ediliyor.
Falafel
Nohut köftesi. Soğan, sarımsak, maydanoz ve çeşitli baharatlarla harmanlanan nohut, elde top haline getirildikten sonra kızgın yağda pişiriliyor. Tadını artırmak için tahin, yoğurt ve limon suyundan oluşan sos kullanılıyor.
Pannekoeken
Un, süt, tuz ve yumurta kullanılarak hazırlanan bir çeşit krep. Hem yerel halk hem de şehre gelen misafirlerin fazlaca tercih ettikleri bir atıştırmalık.
Rijkstafel
Endonezya mutfağından gelen bir lezzet. Amsterdam’daki restoranlarda aslına uygun olarak servis edilen yemek, ortaya getirilen büyük kaptaki pilav ya da erişteyle etrafına yerleştirilen daha küçük kaplardaki farklı lezzetlerin birleşiminden oluşuyor. Küçük kaplardaki lezzetler değişik tatlardaki soslardan ete, sebzeden balığa kadar farklı türden 25 çeşide kadar çıkabiliyor.
Ossenworst
Sığır etinin karabiber, sarımsak gibi güçlü aromaya sahip malzemelerle harmanlanması sonucu el de edilen bir tür sosis. Tek başına, patates kızartmasının yanında veya ekmek arasında tüketilebildiği gibi pek çok yemeğe hatta çorbalara lezzet vermesi için eklenir.
Ringa Balığı
Kuzey Denizi’nin besleyici ve vitamin dolu balığı. Hollanda’da en çok tüketilen balık çeşididir.
Stamppot
Hutspot’un içerik açısından daha zengin bir çeşidi olan Stamppot, haşlanmış patatese kimi yerde sebze kimi yerde de meyve eklenmesiyle hazırlanıyor. Amsterdam’daki pek çok restoran ve kafede bu yemek gevrek jambon, hindiba, kıvırcık lahana ve patates püresi içeriyor.
Hutspot
Haşlanmış patatese havuç ve soğan eklenerek hazırlanan bir tür püre. Ağır ateşte pişmiş sığır etiyle birlikte servis edilen püre, daha çok kış aylarında tüketiliyor.
Erwtensoep
Bezelye Çorbası, hazırlanırken bezelyenin dışında kereviz, soğan, patates, havuç, pırasa gibi malzemeler kullanılıyor.
Broodsje Haring
Restoranlarda porsiyon olarak veya büfelerde ekmek arası olarak satılan, çiğ ringa balığı, salatalık turşusu ve küp şeklinde kesilmiş soğan ile servis ediliyor.
Keibbeling
Broodsje Haring ile aynı içeriğe sahip fakat ringa balığının pişmiş olarak servis edildiği yiyecek.
Appelgebak
Özellikle Amsterdam’da tatlı deyince ilk akla gelenlerden. Elmalı tart.
Poffertjes
Küçük tatlı krepler.
Oliebol
Özellikle kış aylarında çokça tercih edilen hamurişi. Mayalı hamura kuru üzüm, elma ve narenciye eklenerek hazırlanır ve bu hamur yağda kızartılarak yenir.
Stroopwafel
İki ince waffle hamurunun arasına karamelli dolgunun sürülmesi ile hazırlanıyor
Hagelslag
Şekli itibariyle pasta süslerini andıran tatlı atıştırmalık. Kahvaltıda tost veya francala ekmek diliminin üzerine dökerek yeniliyor. Ayrıca dondurma veya sıcak süt üzerine dökülerek de tüketilebiliyor.
Amsterdam’da Ne İçilir?
Amsterdam’da içecek denilince akla ilk olarak bira çeşitleri gelmektedir. Bu kültürün oluşmasında komşu ülke Belçika’nın payı büyük. Dünyaca ün yapmış yerel marka biraları vardır. Ayrıca başta Fransız, İtalyan ve İspanyol şarapları da büyük ilgi görmektedir. Amsterdam Gezi Rehberimizde Amsterdam’da tadabileceğiniz içecekleri sizler için derledik.
Jenever
Hollanda cini likörü olarak da bilinen bir içki türüdür. Eski ve yeni olmak üzere iki çeşidi vardır. Jonge (yeni) biraz daha yumuşaktır. Oude (eski) diğerine göre daha serttir. Hollanda’da tüketilen en önemli içkilerin başında bira gelir.
Heineken, Amstel
Heineken ve Amstel Hollanda’nın yerel bira markalarıdır.
Advocaat
Yumurta likörü. Sek ve soğuk içilir, tatlılarda da kullanılır, yoğun kıvamlıdır.
Koffie Veerkerd
Standart sütlü Kahve.
Curaçao
Curaçao adasında yetişen Laraha narenciye meyvesinin kurutulmuş kabukları ile yapılan bir likördür.
Parfait d’Amour
Limon, ağaç kavunu, kişniş, karanfil ve tarçının alkolle damıtılıp menekşe ile renklendirilmesi ile üretilir. Kokteyllerde çoğunlukla mor rengi için kullanılır ve genellikle bir Curaçao likörü tabanından oluşturulur.
Triple Sec
Acı ve tatlı portakalın kurutulmuş kabuğundan elde edilen portakal aromalı 3 kez damıtılmış bir likör olan çeşitli Curaçao likörüdür.
Amsterdama ‘dGece Hayatı
Çılgın bir gece hayatı tabii ki Amsterdam’da yaşanır. Haftanın her günü sabahlara kadar süren eğlence için hangi müzik türünün sevildiği önemsiz. Her kesime ve her zevke göre müzik dinlemek ve dans etmek için sayılamayacak kadar mekan Amsterdam’da mevcut. Amsterdam Gezi Rehberi yazımızda eğlencenin doruklarına çıkabileceğiniz Amsterdam gece hayatı mekanlarını sizler için derledik.
Lux
Marnixstraat bölgesinde bulunan Lux, akşam yemeği sonrası bir şeyler içmek için ideal bir adres. Pub havasında olan mekan şık ve ferah bir ortama sahip.
Paradiso
Eski bir kilise olan Paradiso, Amsterdam’ın en otantik ve popüler mekanlarından biri. Benzersiz akustiği ve atmosferiyle dünyaca ünlü sanatçıların konser vermek için sıraya girdiği bu mekan aynı zamanda bir gece kulübü.
Club 8
Üniversite öğrencilerinin tercih ettiği Club 8 üç katlı bir mekan. Girişte genç sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir galeri bulunurken, orta katta bilardo salonu yer alıyor. En üst kat ise gece kulübü olarak kullanılmakta. Akşamüstü bilardo oynamaya, gece ise bir şeyler içip dans etmeye gidilebilir.
Melkweg
Adını eski bir süt fabrikasından alan Melkweg, Amsterdam’ın en hareketli bölgesi ve kültürel aktivitelerin merkezi olan Leidseplein’de yer alıyor. Burası canlı müzik gösterileriyle olduğu kadar sinema salonları, tiyatrosu ve kafesiyle dikkat çekmekte. Farklı tür etkinliklere ev sahipliği yapan mekan kentin eğlence merkezlerinin başında geliyor. Eurovision turnesi kapsamında Can Bonomo’nun burada konser vermiş.
Escape
Sadece Amsterdam’ın değil, Hollanda’nın da en büyük gece kulüplerinden biri olan Escape, Rembrandtplein’in merkezinde yer alıyor. Bu mekan sadece turistlerle değil, aynı zamanda Hollandalılarla da dolup taşmakta. Escape, en iyi house, techno, electro ve tabii ki pop müzik çalmasının yanı sıra Tiesto, Kevin Saunderson ve Todd Terry gibi dünyaca ünlü DJ’lerin yetiştiği mekan olma özelliğine de sahip.
Sugarfactory
İç tasarımı oldukça basit görünse de Amsterdam’da groove ve jazz dinlemek isteyenlerin gitmek isteyeceği bir mekan. Eski bir şeker fabrikasının restore edilmesiyle bir gece kulübü haline gelen bu mekan, Melkweg’in hemen karşında yer alıyor.
Diğer şehir rehberleri için Şehir Rehberi sayfamıza göz atabilirsiniz…